30 Eylül 2012 Pazar

Leyla'nın Evi / Livaneli


-

-İnsanlar yaşlanıyordu, bunun ayrıcalığı yoktu ama yaşlanan insanların bir kısmı olgunlaşmış olarak, bir kısmı ise olgunlaşmadan ölüyordu. Bunun püf noktası ise bir insanın "Nasıl görünüyorum?" sorusundan, "Nasıl görüyorum?" aşamasına geçmesiydi.

Leyla'nın Evi/ Livaneli (syf:165)

Kitapta bahsi geçen 1930 başlarında yayınlanmış adab-ı muaşeret kitaplarından alıntılar;

" Vapurda, trende, tramvayda, tünelde hülasa bütün nakil vasıtalarında yanınıza rastlayan bayanı öyle yiyecek gibi süzmeyiniz. O bir moda mankeni değildir ki üstünü başını seyredesiniz."

"Bilhassa yaz sıcaklarında gezip tozduktan sonra trende veya vapurda otururken ayağınızı sıkan veya nasırınızı acıtan iskarpininizi usulcacık çıkartıyor ve havalandırıyor musunuz? Bu adi hareketi yapmağa canınızın yanmasını tercih ediniz."

"Nakil vasıtalarında diz boğumlarını sıkıyor diye diz kapaklarınızdan aşağıya simit gibi kıvırdığınız çoraplarınızla sakın oturmayınız. Bu hem gülünç, hem de adiliktir. Jartiyeriniz yoksa paça lastiğinizi bollaştırınız. Laubaliliğin bu kadarı olmaz"

Leyla'nın Evi/ Livaneli (syf:183-184)

Kitabın Arka Kapak Yazısı

Kimi zaman bir savaş bir kentin, bir ülkenin kaderini değiştirir, kimi zaman bir tek kişi koca bir ailenin…

Leyla: Yalılarda doğmuş büyümüş bir paşazade, bir Osmanlı soylusu…

Ali Yekta: Uşaklık kaderini değiştirme ihtirasıyla yanıp tutuşan bir İstanbullu…

Rukiye-Roxy: Almanya’da doğmuş, seks modelliği yapmış bir hip-hop’çı…

Livaneli, birbirini hiç tanımayan bu üç ayrı kişiliğin yaşamını, bir “İstanbul romanı”nda birleştiriyor.

Kentlisi-köylüsü, varsılı-yoksulu, din hocası, söz sahibi bankacısı, gazetecisi… Her birinin bir nedenle ötekinin yaşamına girdiği, onu değiştirdiği günümüz Türkiyesi… Ve bir roman kahramanı gibi öne çıkan pırıltılı Boğaziçi’nde, Bosnalılar Yalısı’nın ilginç dünyası…

Bu aralar ben mi çok duygusalım yoksa okuduklarım, izlediklerim mi beni bu hale getiriyor bilemedim.

Leyla'nın Evi zaman zaman çok duygulandığım, sıcacık bir o kadar da dokunaklı bir hikaye. Bitirene kadar elimden bırakamadım, ben çok sevdim eminim sizlerde seversiniz.

Sevgiyle ve Aşkla ;)

9 yorum:

  1. seviyorum Livaneli'nin kipatlarını Leylanın Evinin tiyatrosu vardı galiba yanlış hatırlıyor da olabilirim

    YanıtlaSil
  2. çok severek okumuştum gerçekten sıcacık bir hikaye..
    sevgiler
    http://sinemspinkdiary.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  3. çok severek okumuştum gerçekten sıcacık bir hikaye..
    sevgiler
    http://sinemspinkdiary.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel paylaşımlar
    Okurken mutlu oldum diyebilirm.

    YanıtlaSil
  5. Hello !! I am your newest follower /

    Appreciate if U can FOLLOW me back Please ?:)

    Very pretty and classy, love the look :)
    I follow you now ! Wanna be your friend!
    Follow me back on facebook ,instagram, twitter,and GFC and add me as a friend in GFC
    love you dear :)

    Marcchanelette.blogspot.com
    MarcBelle Chanelene

    YanıtlaSil
  6. tanıtım için teşekkürler, ne zamandır okumak istediğim bir kitap...

    YanıtlaSil
  7. Yeni yılınız kutlu olsun!
    Head Uut Aastat! (In my language)

    Pille

    YanıtlaSil
  8. okuduğum ve çok sevdiğim bir kitaptır...
    bu arada takibe geldim. Ben de beklerim...

    YanıtlaSil
  9. Arkadaşım nerelerdesin sesin soluğun çıkmıyor,hasta mısın,sağlığın sıhhatin nasıl? yoksa evlendin mi?

    Bir ses ver bir cee de:)
    Sevgiyle sağlıkla kal..

    YanıtlaSil

GÖZLERİNİ AÇTIYSAN YENİ GÜNE, GÜLÜMSE :)

INSTAGRAM bybucanni

 

KAÇ KİŞİ ONLINE