12 Şubat 2020 Çarşamba

Seni seviyorum Özür dilerim ...




Seni seviyorum
Özür dilerim 
Lütfen beni affet
Teşekkür ederim

Bu sözlerin Hoʻoponopono diye adlandırılan bir uygulamada kullanıldığını okumuştum. 
Hoʻoponopono, Hawaii'de uzlaşma ve affetme için kullanılan bir uygulamaymış. 

Bu yönteme göre yaşadığınız herhangi olumsuz bir durumda "şu şu duruma sebep olan her ne ise seni seviyorum, özür dilerim, lütfen beni affet, teşekkür ederim." sözlerini tekrar ederek bir nevi bilinçaltı temizliği yapıyormuşsunuz. 
(Detay merak edenler google amcaya sorabilir.)
Bu uygulamayı ilk duyduğumda aklıma teyzem geldi. Teyzem dizleri ağrıdığı zaman sürekli dizlerini severek onlara bunca yıldır onu ayakta tuttukları için teşekkür edermiş. 
Hemen akabinde aklıma suyun hafızası olduğu muhabbeti düştü. 
Hepiniz duymuşsunuzdur, Japon Bilim Adamı Dr.Masaru Emoto'nun su üzerine çalışmalarını. 
Yaptığı çalışmalara göre su kristalleri, ona söylenen sevgi ya da nefret sözleriyle iyi ya da kötü biçimde şekil değiştiriyormuş. 

Konu konuyu açar derler ya, oradan da aklıma kendi geleneğimizde var olan okunmuş su muhabbeti geldi. 
Bizde de okunmuş sudan medet umulmaz mı?

Bu durumda Dr.Masaru Emoto'nun çalışmasına dayanarak yıllarca yapılan okunmuş su uygulamasının boş olmadığı, 
şifalı sözlerle kodlanan bir suyun şifa getirdiği söylenebilir.

Bunları düşünürken bir yandan da konu beni  plasebo etkisine doğru çekiyor. 
Plaseboya göre ise, şifalı olduğu inanılan sudan şifa bulmak bilincin gücüne dayanıyor. 

Düşündükçe kafamdaki sorular çoğalıyor.

Vücudumuzun %70 i su olduğuna göre, doğduğumuz günden bu güne kadar acaba vücut suyumuz nelere maruz kaldı? 

Yanlış inançlarımız acaba bizi nasıl etkiledi?

İstemli istemsiz, sözlü sözsüz uğradığımız negatif etmenler vücudumuzda ne gibi durumlara sebebiyet verdi? 

Yıllarca bir sürü etkene maruz kaldık ve kalmaya devam ediyoruz. 

Biz kendimizi pozitif tutmaya calışsak bile, ki insanın zararı en çok kendi kendine, çevre faktörleri, haberler, çevremizde ki insanlar vb. gibi  negatif durumlar sürekli su kristallerimizi bozmaya devam ediyor. 

Elimizde olan yerlerden uzaklaşabilsek de 
mecburen bulunmamız gereken yerlerde bu negatif duygu durumuna sürekli maruz kalıyoruz.

Sonuç olarak kafamda yanan ampuller  bütün bu bilgi yumağını bir araya topladığımda şu fikre varıyor;
Mademki suyun hafızası var,  bende bu dört cümleyi bozulanları tamir etmek için kullanabilirim.

O gün bu gündür her aklıma geldiğinde bedenimden ve  ruhumdan, 
onları  maruz bıraktığım tüm negatif durumlar için özür diliyorum. 

Kendimi seviyorum, kendimden özür diliyorum ve kendimi affedip kendime teşekkür ediyorum. 

Bu sözler bedenimi bilmem ama ruhuma pek iyi geliyor. 

Artık illa birinin beni sevmesini, benden özür dilemesini beklemiyorum. 
Ben kendimi sevmezsem, affetmezsem, kendimi teşekküre layık hissetmezsem, 
kendime değer vermezsem, başkaları neden değer versin ki? 
Öyle değil mi?

Ben kıymetliyim. Ben değerliyim. 

Canım kendim seni çok seviyorum, özür dilerim, lütfen beni affet, teşekkür ederim. 


Sevgiyle...

İnstagram@bybucanni

4 yorum:

  1. İnsan önce kendisini sevmeli, zaten o zaman hayat daha yaşanır bir yer oluyor.
    Bu arada mail abonelik butonu koyarsan daha rahat takip edebiliriz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinazor bir blogcu olarak blogumla uzun zamandır ilgilenmediğimi fark ettirdiģin için teşekkür ederim. :) Neyi nasıl ekliyorduk konusunda şaşalamadım desem yalan olur. Sanırım artık bir abonelik butonum var. Ve buraları çok özlemişim. Sevgiyle...

      Sil
    2. Rica ederim. Ben maille takip edebiliyorum. Diğer türlü tek tek girip bakmaya vaktim olmuyor maalesef:(

      Sil

GÖZLERİNİ AÇTIYSAN YENİ GÜNE, GÜLÜMSE :)

INSTAGRAM bybucanni

 

KAÇ KİŞİ ONLINE