Anlaşılan o ki bu yazı miskin mikin geçireceğim :)
Aslında pek tembellik etmem ben, boş duramama hastalığım vardır benim. Yani vardı :) son zamanlarda boş boş oturup tv izlemeyi çook seviyorum. Sanırım sıcaklardan.
Öyle tembelleştim ki çantamdan kitabı eksik etmeyen ben Yalova'ya giderken kitap taşımaya erindim. Tabii pişmanda oldum.
Bu tarz kitapları pek sevmem ben ama ablalarımın ve yeğenimin çok eğlenceli bulması kitabı okumamı sağladı.
Evet kitap hakkında benimde tek söyleyebileceğim şey eğlenceli olduğu. Alışveriş kolik bütün arkadaşlarıma tavsiye ediyorum :)
Roman kahramanı Suden bir alışverişkolik. Hatta öyle ki ailesi onun bu konuda tedavi görmesini istiyor. Ancak araştırmalar sonucu öğreniyorlar ki arabası olmadığı halde kar lastiği alan alışverişkolikler var. Suden henüz o raddeye gelmediği için tedaviden vaz geçiyorlar :)))
Arka Kapak:
Üzgündüm ama otuzuma geldiğim için değil, bu yaşa kadar hiç bir şey yapmamış olduğumu hissettiğim için. En çok da geçmişe dönük keşkelerim olduğu için...
Yüreğiniz kan ağlarken çaresizce alışverişe daldığınız oldu mu?
Ya da gözleriniz yaşlı ne varsa torbalara attığınız?
Kredi kartlarınız limite dayandığı halde bir çift güzel ayakkabıya biz cüzdan dolusu para yatırdığınız?
Bu ve benzer duyguları yaşıyorsanız bu kitapta kendinizi bulabilirsiniz, eğer yaşamıyorsanız bile çevrenizde bunları yaşayanları daha iyi anlayabilirsiniz.
Ayakkabılarla yaşanan aşkın en iyi yanı onların bizi hiç üzmemeleri.
Belki biraz bütçemizi sarsabilirler ama içimizi acıtmazlar. En fazla kirlenirler, topukları kırılır, altları aşınır.. Ama nasıl olsa her kilometre başında bir lostra salonu var.
Yani ayakkabılarımızı tamir ettirdiğimiz sürece onları istediğimiz kadar kullanabiliriz.
Ama aşkı istediğimiz sürece sürdüremeyiz ve her kilometre başında acımızı azaltacak veya işleri yoluna koyacak bir kalp salonu yok. Olsaydı nasıl olurdu acaba?
Yani kalbimiz kırıldığında, terk edildiğimizde gidip ‘içim kan ağlıyor, şurayı su geçirmez lastikle biraz kapatın da fazla sızıntı yapmasın,’ veya ‘çok kötü durumdayım, biraz cila çekin de yüzüme yansımasın,’ diyebilsek.
Şimdi...
Koltuklarınıza rahatça oturun...
Günlük işleri, dersleri, çocukların okul taksitlerini, kredi kartı borçlarını bir tarafa bırakın,
Kendinize hoş aromalı bir kahve yapın...
Seviyorsanız yanınıza biraz çikolata alın, muhtemelen canınız çekecek...
Ve okuyun...
Çevrenizdeki Suden’leri, Elif’leri, Serra’ları, Oğuz’ları düşünerek...
İyi Eğlenceler....
30 Temmuz 2010 Cuma
Alışverişe Kahve Molası-Neslihan Özyükseler
Etiketler:
Alışverişe Kahve Molası,
bucan,
bucanni,
Kitap,
kitap tavsiyeleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ahh ahh kitap okumak mı?
YanıtlaSilBu aralar maalesef onu hiç yapamıyorum..15-20 gün daha çok yoğunum..Atlasın hemen başlıyacağım..
sevgiler..
Bu kitabı ben de mi okusam, son zamanlarda alışveriş konusunda abarttığımı düşünüyorum da... :)
YanıtlaSilHmmm eğlenceli kitaplar listesine yazıldı, ilk tatilde okunacak :)
YanıtlaSilcanım bende sıcaklardan elimi kolumu kaldırıp hiç bir şey yapmıyorum daha doğrusu yapasım gelmiyor.. şu sıcaklar geçsin kitap, elişi herşeye devammm
YanıtlaSilsevgiler öpüyorum...