7 Şubat 2018 Çarşamba

Benim de Bir Hikayem Var


Sevgililer günü yaklaşıyor.
Dilerim herkes gönlünün sultanını bulsun. Bulamayanlar dert etmesin.
Kader eninde sonunda ağlarını örüyor.
Belki birbirinize kavuşmadan önce,
 birbirinize tam gelmeniz için pişmeniz gerekiyor.
Tıpkı bizim hikayemizde olduğu gibi...

İnstagram, facebook vs nin olmadığı dönemlerde blog sayfalarımız çok meşhurdu bizim.
Birbirimizi tanımadan uzaktan uzağa sever, destek olur,
hayranlıkla takip ederdik birbirimizi. 
Dertleşirdik, paylaşırdık, dökerdik içimizi buralarda.   
Sonra diğerleri çıktı ve yavaş yavaş ilgimiz azaldı blog sayfalarına.
Son zamanlarda fark ettim ki bloglardan aldığım keyfi almıyorum diğer yerlerde. 
Buralarda okuduklarım hep daha samimi geldi bana. 
Beynimde sabitlenen bir sürü hikaye var blog yazılarından kalma.
Bugün o yazılardan birisi düştü aklıma. 
Üşenmedim gittim blog yazarımın arşivini didik didik ettim ve buldum o yazıyı.
Çünkü o yazının beni etkileyen bir yönü vardı.

Hikaye şöyle; 
Bundan yaklaşık 4-5 sene önce canımın pekte sıkkın olduğu bir gün,
sevgiyle ve özenerek izlediğim bloglardan birinde bir aşk hikayesi okudum.
Zaten yaşam tarzına, cesaretine ve yaşadığı yere hayranlıktan ölürken ben 
bir de yaşadığı aşk çıkmıştı başıma sevgili blogger arkadaşımın  :)) 
Yazısında eşiyle tanışmalarının hikayesini anlatıyordu ve o gün evliliklerinin 5. tanışmalarının ise 33. yılı idi.
(maşallah milyonlarca kez)
Tesadüfe bakın ki eşiyle benim çocukluğumun geçtiği ve hala ailemin yaşadığı Yalova'da tanışmışlardı.
Yaşadığı şeyi öyle güzel anlatmıştı ki sevgili sahildekiev , 
özene özene okumuştum hikayesini. 
Ve aradan seneler geçti.
Siz bende ki özenmeye bakın. :)))
 Artık nasıl bir içselleştirmekse, nasıl bir özenmekse benimkisi, 
sen tut aradan üç yıl sonra git benzerini yaşa :)))

Bir gün ablamla dışarıdayız işlerimizi hallettik ve bir arkadaşımıza uğrayacağız.
Telefonlar uzvumuz olmuş, her sesine kulak verdiğimiz zamanlar : )
Facebooktan bir mesaj geldi.
Baktım bir arkadaşlık isteği :))) 
Kimmiş dersiniz? 
Yalova'dan ilk okul arkadaşım.
İsmi hafızamda kalmasa asla tanıyamazdım.
Dile kolay aradan 32 sene geçmiş. 
Dur dedim, ben şimdi cevap yazmayayım, sohbet başlarsa bitmez şimdi 
arkadaşımıza ayıp olur. 
Aynen de dediğim gibi oldu.
Bir merhabayla başlayan sohbet nikah masasına taşınan bir maceraya dönüştü. :))
Sen 30 sene birbirini görme sonra tut evlen.
Üstelik bizim aramızda o zaman duygusal bir yakınlıkta yok.
Malum ilk okuldayız.
Henüz aklımız o işlere çalışmıyor.
Ya da ben henüz o kafada değilim.

Düşünebiliyor musunuz?

Aynı okulun bahçesinde koşuştururken, aynı sıralarda dirsek çürütürken,
 30 sene sonra evleneceğimiz kaderimizde yazılı.
Ve biz bundan bi haberiz.
Biliniyor da biz bilmiyoruz...

İnanabiliyor musunuz?

Bunu düşünmek bile inanılmaz etkiliyor beni.

Beni etkileyen bir diğer olay ise eşimin anı defteri.
Deprem görmüş, taşınma görmüş ama bir o defter nereye gitse hep yanında gezmiş.
Benim sevgili kocam o kadar kızın içinde anı defterini bir bana yazdırmış.
Görünce ikimizde çok şaşırdık.
Ne ben o deftere yazdığımı hatırlıyorum,
 ne eşim defteri bana verdiğini.


Demek ki diyorum, her şeyin bir zamanı var.
Birbirimize kavuşmadan önce farklı farklı hayatlardan geçerek birbirimize hazır olmamız gerekiyormuş.
Demek ki arada geçen yıllarla hayat bizi  birbirimize tam gelmemiz için eğitiyormuş.

Kader diyorum. Kader er geç örüyor ağlarını.
Bizlerde düşlerimizle kaderimize yol veriyoruz.

Ve şu cümleye çok takılıyorum.

"Düşlerin gerçeğin olur." 

Her zaman çok inandığım bir cümledir
 ama yinede hayata yansımasını görmek bir garip hissediyor insana. 

Hep güzel düşler içinde olmayı öğütlüyor bana.

Güzel duygular içinde güzel hayaller kur...
Çünkü bugünkü düşlerimiz yarın ki hayatlarımız...

Hatırlamadığımız bir geçmişte
 gönlümüzden, zihnimizden geçen bir düşünce
gün geliyor karşımıza dikiliyor.


Tabi bütün bu olanlardan Sevgili sahildekiev'in hiç haberi yok. Bu yazım sayesinde olur belki.

Bazen bilmeden, habersizce dokunuyoruz birbirimizin hayatlarına,
anlam katıyoruz farkında olmadan.

Şimdilerde sahildeki evi instagramdan takip ediyorum ve gözümü Datça'ya diktim : ).

Biliyorum istersem olur, düşlersem olur, yazarsam olur.

Sizde Sahildeki ev'in yazısını okumak isterseniz burada.
Okumanızı çok isterim.

Bütün düşlerinizin gerçek olması dileğiyle.

Sevgiyle...


6 yorum:

  1. Harika!!! Tebrik ediyorum. Hikayeniz çok güzel...O ilkokul zamanlarını hayal etmeye çalıştım...Acaba Atatürk ilkokulunun bahçesi mi? Saffet Çam'ın bahçesi mi? diye...Çok güzelmiş, çok güzel başlamış nice güzel seneleriniz olsun birlikte işşallah!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Atolyekedi Yusuf Ziya ;)Teşekkürler güzel dileklerin için : )

      Sil
  2. Nice nice birlikte sağlık ve mutlu yıllarınız olsun. Ne mutlu size. Birbirinizi seneler sonra bile bulabilmişsiniz.

    YanıtlaSil
  3. 86'da ben yokmuşum bile bu dünyada! :) Nice yıllara...

    YanıtlaSil

GÖZLERİNİ AÇTIYSAN YENİ GÜNE, GÜLÜMSE :)

INSTAGRAM bybucanni

 

KAÇ KİŞİ ONLINE