Düşündüm de ;
Hayata bir kadın olarak bakmak ne güzel !...
Belim artık bir çay bardağı inceliğinde değil belki ama incecik zevklerim oluştu dünden bugüne.
Güzel bir kitap, yemek, manzara ve müzik hayatımın en keyifli anlarını sunuyor bir süredir.
Eski kilomda değilim tamam ama tüm fazlalıkları da attım hayatımdan. Buna rağmen kendimi dolu dolu ve zengin hissediyorum.
Okuma gözlüğümü henüz boynumda taşımamakta inat etsem de sürekli çantamda artık. Gözlerimin eskisi kadar iyi gördüğü söylenemez ama tüm yaşanmışlıkları arşiv gibi taşıyorum gözlerimde .
Öyle yüksek sesle müzik dinlemek , bağırtılı çağırtılı kalabalık yerler eskisi kadar ilgimi çekmiyor. Hafifi bir müziğin eşlik ettiği sakin bir ortamdaki sohbetlerin tadı hiçbir şeyde yok.
Deli gibi alışveriş yapmıyorum artık.
Öyle çok güzel görünme çabam da azalmış.
Elbette üstüme başıma dikkat ediyorum ama artık son moda kıyafetler, kozmetikler ve takılar ilgimi eskisi kadar çekmiyor artık.
Bir mağaza ya da kuaförde geçirdiğim uzun zamanlar sıkıyor. Yakışanın da yakışmayanın da farkındayım.
Başkalarının takdir etmesi güzel ama en çok da kendime güzel görünmeyi seviyorum.
Öyle çok insan tanıma hevesim de kalmadı. Samimi birkaç dost yetiyor da artıyor bile.
Yolunda gitmeyen işlere ,açılmayan kapılara eskisi kadar direnç göstermiyorum.
Çünkü artık biliyorum ki kendimi paralasam da hayatın kendine ait bir öğretme biçimi var. Evrensel sistem olması gerekeni benden iyi biliyor ve kendi zamanını bekletiyor.
Ne mutsuzken mutlu olmaya ne de herşey kötü iken yolunda olduğuna inandırmaya çalışıyorum kendimi.
Her ne yaşıyorsam o karanlığın içinden geçip oradaki öğretiyi anlamaya çalışıyorum ki; bir gün gün ışığına çıktığımda kıymetini bileyim ufak tefek şeyleri dert etmeyim.
Her ne yaşıyorsam bir benzerini hemen herkesin yaşadığını biliyorum artık.
Bu yüzden yaşadıklarımı dramatize edip çok abartmadan ve kendime acımadan kabule geçiyorum.
Sabır…
Nasıl da güzel bir kelimedir.
Böyle zamanlarımda önemli görüşmelerimi ya da işlerimi erteliyorum.
Biliyorum ki düşük enerjiyle yola çıktığım hiçbir işten hayır gelmez.
Hayatımı rölantiye aldığım dönemler bunlar. Boş viteste araba kullanmak gibi. Ne gaza basıyorum ne frene…
Bu zamanlarımı kendi içime dönmek ve kendimi daha iyi tanımak için kullanıyorum.
Biliyorum ki kaybı ancak böyle kazanca çevirebilirim.
Biliyorum ki geçecek…bundan öncekiler gibi…
Herşey geçer…
Şikayeti çoktan bıraktım.
Sürekli çözüme odaklanıyorum ki enerjim doğru yere kanalize olsun.
Huzurum ve mutluluğum haklı olmamdan çok daha önemli artık.
Kin ve intikam duygularımı çoktan hayatımdan çıkardım.
İster kader deyin ister ilahi adalet adı önemli değil ama sistem olması gerekeni bir şekilde yerine getiriyor nasıl olsa.
Bana iyi gelen insanlarla görüşüyorum. Hayallerimi, umutlarımı desteklemeyen ve şikayet odaklı insanlara yer yok artık hayatımda.
Listemin en tepesinde sağlık var artık. Kalanların hepsine çizik attım.
Zamanın usul usul yaklaşan adımlarını seviyorum.
Çünkü onun ortaya çıkardığı bu kadını seviyor ve zamanla kime dönüşeceğini merak ediyorum.
Daha yaşlı belki ama daha farkında ve duyarlı.
O yüzden çok daha güzel…
Serpil Ciritci
Sevgiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
GÖZLERİNİ AÇTIYSAN YENİ GÜNE, GÜLÜMSE :)